İl sınırları içinde Bodrum, Marmaris ve Fethiye gibi dünyaca ünlü turistik yerleri barındıran Muğla’nın böylesine doğal bir güzelliğinin olabileceğini düşünmemiştim. Bisikletle Muğla Gezi Rehberine mutlaka göz atın ve zaten yolunuzun üstünde olan Muğla’yı planlarınız arasına alın.
Menteşe Belediye’sinin Kültür ve Sanat Festivali’ne konuşmacı olarak davet edildiğimde hemen kabul etmemin iki nedeni vardı: Birincisi belediye ile ortaklaşa bisiklet sürüş eğitimleri düzenleyen Muğla Bisiklet Derneği ile tanışmak, ikincisi ise “kenarından” yüzlerce kez geçtiğim Muğla merkeze girip bir bakmak.
Muğla Konakaltı Kültür Merkezi’nde “bir bisiklet aldım hayatım değişti” başlıklı keyifli sohbetin ardından Muğla Bisiklet Derneği’nin bisikletlerinden edinip harika rehberlerim ile eski Muğla’yı, Karabağlar Yaylasını ve tarihi şehir merkezini gezdik.
Bisikletle Muğla Karabağlar Yaylası
Muğla Bisiklet Derneği’nden 3 harika kadın Yasemin, Oya ve Melike sabah erkenden yaylaya gideceğiz dediğinde aslında biraz endişelendim. Katlanır bisikletle ve babetlerimle yaylaya “tırmanmak” pek cazip gelmemişti. Ancak Karabağlar yaylası bildiğimiz yayla tanımından farklıymış.
Şehir merkezine 3 km mesafede bulunan yayla rakım olarak Muğla’dan daha alçakta!
Yaylada yurt olarak adlandırılan ailelere ait parseller mülkiyetinde oldukları ailelerin lakaplarıyla anılıyor.
Karabağlar’da Yayla Kahveleri bulunuyor. Kahveler içinde bakkalı, mescidi, lokantası, fırını, kasabı, demircisi, berberi, tandırı, su kuyusu vb. unsurlarıyla birer kültür, eğitim ve ticaret merkezi olarak hizmet veren yapılar. Bu kahvelerin geneli sözü edilen eklentilerin yanı sıra konuklarını ağırlayacak açık ve kapalı alanlara sahip. Açık alanlar kavak, dut ve ceviz ağaçlarıyla çevrelenmiş.
Karabağlar yaylasında, elli-altmış yıl öncesine kadar yirminin üzerinde kahve varmış. Ben 3 tane gördüm. Kültür ve tabiat valıkları olarak koruma altına alındıklarını görmekten de çok memnun oldum. Adı geçen kahvelerden Süpüroğlu ve Keyfoturağı (belediye bünyesinde) birer dinlenme yeri ve restoran olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Muğla evlerini, temel olarak ikiye ayırabiliriz: Türk evleri; özellikle Hisar Dağı eteklerine doğru yayılmış olan bu evler, kentsel silüeti kırmızı kiremit çatı beyaz duvar ve üzerlerinden taşan yeşil ağaçlar üçlüsü ile oluşan armonisi içinde, geleneksel dokunun özünü oluşturan yapılar.
Rum evleri; Kente yerleşen Rum aileler Konakaltı ve Saburhane mevkileri çevresinde yaptıkları kesme taş yapılardır. Eski şehrin ticaret ve zanaat merkezi Arasta mevkiinde 1895’de Rum Filivari Usta’nın elinden çıkmış saat kulesi de Rum nüfusun Muğla’ya yadigarlarındandır.
Muğla Gezi Rehberi
Muğla’da ilk dikkatimi çeken şey evleri oldu. Eski Muğla sokaklarında gezerken gördüğüm ahşap kapılar muhteşemdi. Kapıların yanı sıra tavan işlemeleri ve şehrin sembolü haline gelmiş bacaları ile Türk geleneksel mimarisinde özgün bir model oluşturmaktadır.
Muğla’nın en büyük mevlevihanesinin bulunduğu Şeyh cami, restorasyonu tamamlanmış Özbekler evi, Cumhuriyet Meydanı
Konakaltı Kültür Merkezi
Muğla’nın en önemli anıtsal mimarlık yapılarından birisi Konakaltı Kültür Merkezi, şehrin tarihi dokusunu yansıtıyor. Kültür merkezinin hemen yanında Muğla müzesi bulunuyor.
Saat Kulesi
1905 yılında Rum usta Filvari tarafından inşa edilen tarihi saatli kule
Arasta
Bir dönem Muğla’nın en büyük ticari merkezi olan Arasta, İzmir’in Kemeraltı’nı andırıyor ancak çok daha düzenli ve daha az karmaşık. Bakırcılar, kahveciler, kolonyacılardan alışveriş yaptıktan sonra meydanda bulunan esnaf lokantalarında Muğla’nın leziz mutfağı ile tanışabilirsiniz.
Tarihi Zahire Pazarı
Muğlalı kadınların evlerinde ürettikleri el işi ürünlerin sergilenip satışının yapıldığı aynı zamanda avlusunda bir cafe/restoranın da bulunduğu tarihi Zahire Pazarı görülmeye değer.
Yağcılar Hanı
Avlusundaki tarihi Çınar ağacının altında kahve içerken etraftaki halı ve kilimleri hayran hayran izleyeceğiniz Yağcılar Hanı’nda mutlaka mola verin.
Kurşunlu Cami
Yağcılar Hanı’nından sadece bir kaç adım ileride bulunan Kurşunlu Cami, heybetli görüntüsü ile karşınıza çıkacak. İstanbul’un fethinin 50. yıldönümünde yapılan caminin ahşap ayrıntıları gerçekten çok güzel.
Muğla Kültür Evi
Etnografya müzesi olarak hizmet veren Muğla Kültür Evi’nin avlusunda bulunan cafe sabhları kahvaltı, öğleden sonra ise börek ve sıcak-soğuk içecek servisi yapıyor.
Muğla Bisiklet Derneği(www.muglabisiklet.org) ile temasa geçerek şehri gezmek için bisiklet temin edebilir, bisikletli bir gezginseniz, belediyenin sunduğu konaklama tesisinde kalabilirsiniz. Muğla merkez ve yayala turu GPS kaydı için tıklayın.
Değerli yazılarınız ve paylaşımlarınız için Teşekkür ederiz..